İtalyanların Sökeye Gelişi |
Administrator tarafından yazıldı. | ||||
Çarşamba, 24 Ağustos 2011 19:52 | ||||
8 MAYIS 1919 İTALYANLARIN SÖKE'YE GELİŞLERİ VE GİDİŞLERİ Bu konu, 5 Eylül 1995 Salı saat 20:30 da, Kuşadası Fantasia Oteli konuşma salonunda, Söke Rotary Kulübünün Konuşmacısı olarak davet ettiği, Emekli İlkokul Öğretmeni Mustafa Genç'in (KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİ VE SONRASINDA SÖKE) konusunu ele alan konuşmasından bir alıntıdır. 16 Mayıs 1919 Cuma günü İtalyan'lar Milas'ın Güllük Limanına iki gemi ile gelip oraya asker çıkardılar. Kuşadası'nda bulunan birliklerden 200 kişilik bir piyade kuvveti 3 subayın idaresinde 18 Mayıs 1919 Pazar günü Sökeye gönderiyorlar, aynı gün Selçuk istikametine giderek Selçuk istasyonuna yerleşiyorlar ve Söke ile Selçuk böylece İtalyanlar tarafından işgal edilmiş oluyor. İtalyanlar geldikleri bu Türk ellerinde, yağma, hırsızlık, katliam yapmıyorlar ama. Yunanlıların buraya hiç gelmeyecek fikrini sinsi sinsi yaymaya çalışıyorlar; halkı yalanlarla oyalıyorlardı. İşte bu sıralarda, Söke'de yaşayan yerli Rumlar arasında yavaş yavaş Türklerin aleyhinde kımıldanmalar başlamıştı. İtalyanlar Söke'de, 18 Mayıs 1919 Pazar gününden 21 Nisan 1922 Cuma sabahı saat yediye kadar (2 yıl, 11 ay, 3 gün) kaldılar. Bu müddet zarfında, benim ilkokula gittiğim 1940-1945 yılları arasında gördüğüm, kalın teller arasına doldurulmuş taşların bulunduğu tel kafesleri, (Söke çayının taşmasını önlemek için) İtalyanlar çayın kenarlarına yerleştirmişlerdi. Bu taşlarla dolu kafesleri uzun zaman çayın kenarında kaldılar. İtalyanlar Söke halkına eza, cefa etmediler, ayrılacakları günden bir gün evvel kendilerinden sonra Yunanlıların Söke'ye geleceklerini gizlemediler ve söylediler. Bu sıralarda, Halil Morel'in (Şok marketin karşısındaki) demir köprünün onarımını da yaptılar. Bu köprüye uzun zamandan beri (O zamanları) Kalenco'nun köprüsü) veya (Kambur köprüsü) derlerdi. Halk arasında bu köprünün (İstasyon köprüsünün) yerli Rumlardan yani Kalenco isimli bir zengin tarafından yapıldığı söyleniyor. Söke'nin Yunanlılar tarafından işgal edileceğini gören halk. malını, mülkünü bırakarak Bağarası, Çine, Muğla istikametine kaçıp kurtulmaya çalışıyordu. Bu kaçış, dört buçuk ay sonra son buldu. Yunanlılar geldikleri gibi gittiler. Bu bölüm, çekilen eza, cefa, yazmakla bitmez. Türk-Yunan savaşının çıkmasına sebep olan kişi; Girit'in Hanya vilayetinin Munies köyünde 1864 yılında doğan baba adı Kiriakos, ana adı Stiliani Plumiclaki olan. bir iki defa Paris'te silahlı saldırıdan kurtulan.1936 yılında Paris'te ölen bir avukat olan Elefterios Venlzelos'tur. Bu kişi aslında Avrupa da Türk düşmanlığını yayan Yunanlıların öncülerindendir. Okuduklarımıza ve dinlediklerimize göre Söke'nin 1770 ve daha sonraki tarihlerde zaman zaman Söke'nin bazı ileri gelen varlıklı kişileri, Söke'de eksik bulunan demirci, marangoz. kunduracı, yağcı, sabuncu, fırıncı, değirmenci gibi ustaları ve tarlalarında çalıştırılacak Yunanlıları Rodos'tan, İstanköyden, Sisam'dan, diğer adalardan Söke'ye çağırarak onlara iş imkanları vermişler. Söke ve dolaylarında onların mal ve mülk sahibi olmalarına yardımcı olmuşlar, iş sahibi, sanat sahibi olmalarını desteklemişler onların ayrı bir mahallede (Kemal paşa) mahallesinde yaşamalarına imkan vermişler, bu iyi niyetle getirdik leri Yunanlıların birer kışkırtıcı, isyancı. bozguncu olduklarını, maalesef anlayamamışlardır. Bu azınlıklar, Söke'de buldukları serbestiyet içinde, yakın adalara sık sık gidip gelmeye, hayvan ticareti yapmaya, kendi kafalarına uygun olanları buralara, Sökeye doldurmaya başlamışlar, çok zaman Türk ordusunda askerlik yapmamak için adalara kaçmışlar, özel surette anarşist yetiştirerek tekrar Söke dolaylarına gönderilmişler Ekniki Eteri-ya'nın, Meğalo İdeanın gerçekleştirilmesi için ellerinden geleni yapmışlardır. Bu Yunanlıların Söke ve çevresindeki bu sinsi faaliyetleri Türkiye'den kovuldukları tarihe kadar devam etmiştir. Bütün bu faaliyetlerin sonucunda, her türlü huzuru elde etmiş olan bu Yunanlılar, bir gün bütün Avrupa ülkelerine: (BİZ BURALARDA ÖLDÜRÜLÜYORUZ, MALIMIZ, MÜLKÜMÜZ, NAMUSUMUZ ELİMİZDEN ALINIYOR, KİLİSELERİMİZDE İBADETLERİMİZ YAPTIRILMIYOR, GELİN BİZİ KURTARIN) şeklinde Yunan entrikalarına baş vurmuşlar, böylece öten den beri Türkiye aleyhinde bulunan dış güçlere mesajlarını göndere göndere yabancıların ve Yunanlıların Türkiye'ye saldırmalarına zemin hazırlamışlar böylece büyük felaketlerin başlamasına sebep olmuşlardır. Yunanlılardan 250.000 in üstünde, Türklerden de 14.000 kişinin ölümüne sebep olmuşlar 5 Eylül 1922 akşamı gün batınımda Sökeden bir daha geri dönmemek üzere gitmişler, arkalarında bir çok canlı ve cansız varlıkları bırakarak. Aşağıdaki bölüm konuyla alakalı olması sebebiyle; T.C. Başbakanlık
|